Zarif hüzünler


Güneşin tepeden tepeden en sıcak bakışlarını attığı bir yaz günü, Dost’tan alınan bir kaset hayatımı değiştirdi. Okul tatil, herkes memleketine dönmüş, bense Ankara’yı beklemeye karar vermiştim. İlk kez o yaz yapmıştım bunu. Sonra tuhaf bir şekilde benim için bir alışkanlığa dönüştü yazları Ankara’da geçirmek. O vakitler Kızılay’a her inişimde ayaklarım beni, o günkü / akşamki plan ne olursa olsun önce bir Dost’a götürürdü. Bir şeyler satın alınmasa da orada vakit geçirmek hoşuma giderdi. Kitaplar, kasetler, CD’ler... O vakitler henüz DVD reyonu yoktu. Roll dergisi en afili zamanlarındaydı, sarardıkça güzelleşmeye yeni başlamıştı. Grubun adını da ilk kez Roll’da okumuştum. İlk denememde edindiğim kasetleri (ki onu da Gima’dan almıştım, Kızılay Meydanı’ndaki... Artık yok) ile bir bağ kurmayı becerememiştim. Henüz, diyorum şimdi düşününce, gerekli hüzün ve üzülme katsayısına ulaşamamışım onu aldığımda. İkinci denemem, şu bir kaset hayatımı değiştirdi, dediğim denememde ise muvaffak oldum. Üzüldüm. Dinledikçe daha çok üzüldüm. Perde desenli kapaklı kaset. “Curtains”.

Tindersticks’le hayatının bir dönemi haşır neşir olmuş her müzikseverin, mutlaka Tindersticks’e dair, şarkılarıyla özdeşleşmiş anıları vardır. Hayatlarının belli bir yöne gittiği (ya da gitmediği), tökezlediği, dibe yakınlaştığı anlarına, günlerine, haftalarına en şefkatli haliyle daha da hüzün katmıştır Tindersticks. Zarifçe, gözyaşınıza ortak olmuştur, mendilini uzatıp silmiştir. Acımasız değildir şarkıları, sürüm sürüm süründürmez. Derdini anlıyorum der, yanına oturup seninle birlikte dertlenirler. Stuart A. Staples’in aksanlı telaffuzu, sesi tane tane anlatır. Grup usulca çalar, yükselir, kaotik bir noktaya varır, sonra tekrar sakinleşir, ‘yürek teli titretir’, biraz caza kayar, biraz chanson kültürüne, bir Fransız filmine Britanya’dan bakarlar, siz dünyanın neresinde olursanız olun.

Bu hafta 12. stüdyo albümleri “No Treasure But Hope” çıktı. Elde umut etmekten başka ne hazine var ki dercesine atılmış bir başlık. Artık eskiye oranla daha az dinleyeni vargrubun. Genç kalpler benzer bir damardan giden ama daha 2000’ler tınlayan The National’ı dinliyor ekseriyetle. Fakat şu hayatının bir dönemi Tindersticks’le haşır neşir olmuşlar var ya, onlar iflah olmuyor grubun yeni şarkılarını takip ediyor inatla. Fransız yönetmen Claire Denis’nin ilk İngilizce filmi High Life’ta duymuştuk grubu en son, yeni Batman, eski Alacakaranlık’taki çocuk Robert Pattinson’a şarkı (“Willow”) söyletmişlerdi. Claire Denis filmlerine müzik yapmaları adetlerindendi, fakat bu Robert işi epey ilginç olmuştu. Solist Stuart A. Staples, solo bir albüm kaydetmişti. Şimdi de sıra en iyi yaptıkları işe geri dönmeye gelmiş. Bu Kasım ayının geceleri yorganperver, gündüzleri güneşli havalarında pek iyi gidecek “No Treasure But Hope”.


Yorumlar

Popüler Yayınlar